Yayın: Sözcü Gazetesi
“Aslında, bakacak olursanız matematik kolay, sadece öğreten metot hatalı…” İşte bu cesur tezin savunucusu Psikolog Angelika Schlotmann (Heidelberg Üniversitesi) Almanya’da su bardağı metodunun öncülüğünü yapıyor. Başlangıçta matematik öğrenme zorluğu çeken çocuklar için geliştirilen metot bugün her çocuk için geçerli, çünkü öğrenciler matematiği gerçekten anlayamadan ezberliyor. Ezberleyerek mezun olmuş, sayıların alan ve hacimlerini kavrayamamış üniversite mezunları bile var. Bu durum Avrupa ülkeleride de için aynı. Bu arada su bardağı metodunun bilimsel geçerliliği Heidelberg Üniversitesi tarafından ispatlanmış bulunuyor.
Elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün; Matematik çocuklara olduğu kadar yetişkinlere de fazla eğlenceli gelmiyor. Yeni başlayanlar için toplama, çıkarma veya yetişkinler için cosinus fonksiyonlarının hesaplanması, bir anda nöronlarımıza aşırı yük bindiriyor ve aklımızı karıştırmıyor mu…”Bunun nedeni bilgisizlik değil, anlayamadan ezberlemiş olmak…” diyen Angelika Schlotmann sayıların soyut değil görülebilir, keşfedilebilir olduğunu vurguluyor ve çok basit malzeme kullanarak bunu kanıtlıyor.
Bir sürahi renkli su ve ince uzun silindir su bardakları…
Örneğin, çocuklar 1 dolu bardağı 3 eşit bardağa bölüştürerek 1/3 kesrini kendi kendilerine buluyorlar. Bu metotla birlikte sayılar, miktarlar, formüller ve işlemler somut görünüm kazanıyor ve çocukların akıllarında daha kolay kalıyor. Su bardağı metodunda hata olmuyor, çünkü çocuklar deneyerek ve kıyaslama yaparak doğru yanıtı kendileri buluyor. Matematiği araştırarak keşfederek öğreten tek metot olan su bardağı metodu parmakla saymayı ve ezberleyerek cevaplamayı da engelliyor. Toplamadan, kesir işlemlerine ve Cosinus fonksiyonuna kadar geniş kapsamlı olan bu metot yetişkinlere de yüksek matematiğin kapılarını açıyor. Sayılar, miktarlar, formüller ve sayısal işlemler beynimizde somut algılar oluşturuyor.
Psikolog Angelika Schlotmann, diskalkuli “Matematik Öğrenme Güçlüğü” üzerinde uzmanlaşırken bilinen terapilerin işe yaramadığını görmüş. “Bu konu üzerinde çok düşündüm. Almanların % 70 i neden matematikten nefret ediyor? Bu şüphesiz bizlerin matematiği yanlış öğretmemizden kaynaklanıyordu. Sayıları tek tek saymanın yerine hacim ve zaman sürekliliği içinde kavramanın daha anlamlı olacağını düşündüm ve bir gece aklıma su bardağı metodu geldi. Sayıları parça parça değil de bütün olarak algılamak daha anlamlıydı.” 2004 yılında “Çocuklar neden matematikte başarısız?” adlı kitabını yayınlayan Schlotmann’ın metodu Almanya’da okullarda hızla yaygınlaşıyor. 300.000 kişi bu metotla matematik öğrenmeye devam ediyor. Diskalkuli terapisinde çığır açan bu metodu bilimsel olarak inceleyen Heidelberg UNI öğretim görevlisi Katherina Lambert 2 yıl müşahede altında tutulan öğrencilerin IQ değerlerinin yükseldiği ve matematiği anlayarak başarı kazandıklarını tespit etmiş. Çocuklar anlık başarıları oyun atmosferi içinde yakalıyor, hatta matematik korkusu olmaksızın rahat bir atmosfer içinde öğreniyor ve özgüvenlerini yeniden kazanıyorlar.
Uzm. Psikolog İnci Özkoray okullarımızda sadece cevaba bakıldığını, cevap doğru olsa bile çocuğun konuyu anlamamış olabileceğini vurguluyor. “Çocuk kavramış mı kavramamış mı tespit edilemiyor, özellikle test sınavlarında çocuğun matematiksel düşüncesi sınanmıyor” diyen öğrenme terapisti Özkoray metottaki önemli kurallara değiniyor. “Bir dolu bardak 10 yudumu içeriyor ve 1 sayısı hep aynı miktarda kalıyor. Çocuklar bu çok basit ve hızlı yöntemle matematiği sular seller gibi öğrenebiliyor.